ÖZET
Transkateter aort kapak prosedürleri büyük bir ilerleme göstermiş ve aort kapak hastalıkları tedavisinde değişikliklere yol açmıştır. Ciddi periferik arter hastalığı olanlarda transapikal aort kapak replasmanı cerrahi kapak replasmanına önemli bir alternatif oluşturmaktadır. Burada 80 yaşında bir hastada uyguladığımız ilk transapikal kapak replasmanı vakamızı sunmaktayız.
Seksen yaşında bayan hasta hafif eforla dispne (NYHA Class III) şikayetiyle başvurdu. Transtorasik ekokardiografide ciddi aort stenozu (gradient: 76/45 mmHg, aort kapak alanı: 0.72 cm2) belirlendi. Hastanın koroner bypass cerrahisi ve kronik akciğer hastalığı hikayesi mevcuttu. Hesaplanan Euroscore değeri %16.4’tü ve yüksek cerrahi risk ve yaygın vasküler hastalık nedeniyle en iyi seçeneğin transapikal kapak replasmanı olduğuna karar verildi. İşlem kateter laboratuarında, genel anestezi altında, 5-6 cm anterolateral torakotomi ile transapikal olarak gerçekleştirildi. Kateterin nativ kapaktan geçirilmesi ve kapağın anulus seviyesinde açılması fuloroskopi rehberliğinde yapıldı. 26 mm Edwards Novoflex (Edwards Lifesciences, Irvine, CA) aort kapak kullanıldı. Postoperatif ekokardiyografide transvalvuler gradient ve aort kapak yetersizliği yoktu. Aort akımı 1.1 m/s idi.
Transkateter aort kapak prosedürleri açık kalp cerrahisinin risklerinden kaçınmayı sağlamakta ve bu nedenle genellikle cerrahi riski yüksek hastalarda tercih edilmektedir. Transfemoral kapak replasmanı, riski yüksek hastalarda cerrahi kapak replasmanına ilk alternatif olmakla birlikte, bu işlem için uygun olmayan hastalarda transapikal kapak replasmanı güvenli ve etkili bir alternatiftir.