Kardiyotorasik Olmayan Cerrahilerde Peri-postoperatif Dönem Atriyal Fibrilasyon: Anesteziyolog Yaklaşımı
PDF
Atıf
Paylaş
Talep
Derleme
P: 192-196
Eylül 2022

Kardiyotorasik Olmayan Cerrahilerde Peri-postoperatif Dönem Atriyal Fibrilasyon: Anesteziyolog Yaklaşımı

Bagcilar Med Bull 2022;7(3):192-196
1. University of Health Sciences Turkey, Kartal Dr. Lütfi Kırdar City Hospital, Clinic of Anesthesiology and Reanimation, İstanbul, Turkey
2. İstanbul University-Cerrahpaşa, Institute of Cardiology, Department of Anesthesiology and Reanimation, İstanbul, Turkey
Bilgi mevcut değil.
Bilgi mevcut değil
Alındığı Tarih: 13.07.2022
Kabul Tarihi: 24.08.2022
Yayın Tarihi: 22.09.2022
PDF
Atıf
Paylaş
Talep

ÖZET

Bu makalede, anesteziyologlar ve kardiyolog olmayan klinisyenler için kardiyotorasik olmayan cerrahilerde yeni başlayan perioperatif ve postoperatif atriyal fibrilasyonun (POAF) epidemiyolojisi, patofizyolojisi ve yönetimine ilişkin mevcut bilgileri özetlemeyi ve pratik bir yaklaşım sağlamayı amaçladık. Yaş, hipertansiyon, diabetes mellitus, kardiyak risk faktörü, preoperatif elektrokardiyogramda erken atımlar, sol anterior fasiküler blok veya sol ventrikül hipertrofisi gibi çeşitli bulgular POAF için daha yüksek risk oluşturur. POAF’li hastalarda yapılması gerekenlerin başında, bu aritminin altında yatan nedenin belirlenmesi gelmektedir. Çoğu durumda, tetikleyici nedenin tespit edilip ortadan kaldırılması yeterli olacaktır. Bununla birlikte hemodinamik veriler değerlendirilmelidir. Yaşamı tehdit eden semptomatik hastalarda tedavinin ilk amacı, hemodinamik stabiliteyi sağlamaktır. Yüksek ventrikül hızlı AF ile hemodinamik stabilitenin bozulması, şok tablosunun gelişimi acil kardiyoversiyon gerektiren bir durumdur. POAF’si olan hemodinamik olarak stabil hastalara, kalp hızı <110 olacak şekilde sürekli kardiyak monitörizasyon yapılarak artan dozda hız kontrol tedavisi yapılmalıdır. β-blokerler ve dihidropiridin grubu olmayan kalsiyum kanal blokerleri (diltiazem ve verapamil), AF’de hız kontrolünün sağlanmasında kullanılır. Konjestif kalp yetmezliği, hipertansiyon, diyabet, geçirilmiş tromboembolik olay, periferik damar hastalığı varsa dikkat edilmeli ve ameliyat sonrası kanama riski hesaplanmalıdır. Postoperatif süreçte kanama riskinin olması ve POAF’nin çoğunlukla 24 saatten daha kısa sürüp kendiliğinden geçmesi tedavi dozunda heparin kullanımını gerektirmez. Genel bir kural olarak 48 saatten uzun sürenlerde ve sık tekrar eden AF ataklarında tedavi edici dozda antikoagülan önerilmektedir.