Öz
Amaç: Kulak burun boğaz (KBB) polikliniklerine izole dış kulak yolu (DKY) kaşıntısı şikayeti ile başvuran hastalara sık rastlanır. Bu şikayetin bir çok etiyolojik nedeni olmasına rağmen psikolojik faktörler uzun süredir göz ardı edilmektedir. İzole DKY kaşıntısı ile gelen hastaların anamnez ve mikroskopik otoskopilerinide içeren KBB muayenesinde, kaşıntıya sebep olacak bir belirtiye rastlanmadığı zaman ayırıcı tanıda psikokutanöz hastalıklar düşünülmelidir. Son yıllarda yapılan bazı araştırmalar bize, İzole DKY kaşıntısında psikolojik faktörlerin veya psikolojik bozuklukların göz ardı edilmemesi gerektiğini göstermiştir.
Yöntem: Biz çalışmamıza hasta grubu (HG) olarak, DKY kaşıntısı ile KBB polikliniğine başvuran, diğer DKY kaşıntı sebepleri dışlanmış, daha önce ve halen psikiyatrik tedavi almayan 60 hasta aldık. Kontrol grubunu (KG) ise, daha önce veya şimdi DKY kaşıntısı şikayeti olmayan ve psikiyatrik tedavi almayan 59 sağlıklı katılımcı ile oluşturduk. Çalışmaya dahil ettiğimiz HG ve KG katılımcılarına kendi hazırladığımız sosyo-demografik veri formunu doldurduk. Katılımcılara ayrıca, ruhsal belirti tarama listesi (SCL-90-R) ve Maudsey obsesif kompülsif semptom listesi (MOKSL) ölçeklerini uyguladık.
Bulgular: Çalışmamızda HG ve KG arasında SCL-90-R testi genel skorları ve SCL-90-R testinin alt parametreleri; obsesif kompülsif belirtiler, somatizasyon, kişiler arası duyarlılık, depresyon, anksiyete, öfke-düşmanlık, fobiler, paranoid belirtiler, psikotizm ve ek skala skorları arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlıydı (p<0,05). Ayrıca HG ve KG’ye uygulanan MOKSL testi toplam skorları ve MOKSL testi alt parametreleri olan kontrol, temizlik, yavaşlık, kuşku ve ruminasyon puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark olduğu görüldü (p<0,05).
Sonuç: Çalışmamızdan elde ettiğimiz veriler bize izole DKY kaşıntısı şikayetinin psikolojik temelli olabileceğini gösterdi. Çalışmamızda iki grup arasında obsesyon ve kompülsiyon puanlarını ölçen parametrelerdeki istatistiksel olarak anlamlı fark bize DKY kaşıntısının somatik bir obsesyon olabileceğini düşündürdü. Ayrıca iki grup arasındaki karşılaştırmada, uygulanan ölçeklerin tüm parametreleri arasında istatistiksel olarak anlamlı fark olması DKY kaşıntısının psikolojik temelli olabileceği hipotezimizi destekler nitelikteydi. Bizim çalışmamız ile ortaya çıkan bu sonuç, DKY kaşıntısı şikayetinde psikolojik faktörlerin göz ardı edilmemesi gerektiğini gösterdi. Fakat bu konu ile ilgili daha kapsamlı araştırmalara ihtiyaç vardır.