ÖZET
Amaç:
Bu araştırmada, femur boyun kırığı olan hastalarda total kalça artroplastisi ve hemiartroplasti tercih sıklığının belirlenmesi; femur boyun kırığı ve kalça osteoartriti tanılarıyla kalça artroplasti ameliyatı yapılan hastalar arasında yaş, cinsiyet, komorbid hastalıklar gibi demografik özellikler, yapılan cerrahi işlem ve özellikleri ile yoğun bakım ihtiyacı ve mortalite açısından bir fark olup olmadığının araştırılması amaçlanmıştır.
Yöntem:
Retrospektif araştırmaya Antalya Atatürk Devlet Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Kliniği’nde kalça artroplasti ameliyatı yapılan toplam 340 hasta dahil edildi. Hastalar femur boyun kırığı ve kalça osteoartriti nedeniyle kalça artroplasti ameliyatı yapılanlar olmak üzere iki gruba ayrıldı ve çalışma parametreleri açısından karşılaştırıldı.
Bulgular:
Femur boyun kırığı ve kalça osteoartriti tanısıyla opere edilen hastaların yaş ortalaması sırasıyla 77,2±10,7 ve 57±13,3 yıl olarak hesaplandı. Her iki grupta da hastaların istatistiksel olarak anlamlı bir bölümünü kadınlar oluşturuyordu. Femur boyun kırığı tanısı olan hastaların %98,3’üne (p<0,001) tek taraflı ve %97,8’ine parsiyel (p<0,001); kalça osteoartriti tanısı olan hastaların %83,5’ine (p<0,001) tek taraflı ve %100’üne total (p<0,001) kalça protezi uygulandı. Hastanede yatış süresi kalça osteoartriti tanısıyla opere edilenlerde (p=0,005), yoğun bakım ihtiyacı (p<0,001) ve mortalite oranı (p=0,011) ise femur boyun kırığı tanısıyla opere edilenlerde istatistiksel olarak anlamlı düzeyde daha fazla bulundu.
Sonuç:
Kliniğimizde femur boyun kırığı tanısıyla kalça artroplasti yapılan hastaların neredeyse tamamına yakınında parsiyel kalça protezi tercih edildiği saptandı. Hastaların demografik, klinik ve laboratuvar özellikleri ile eşlik eden komorbiditeler ve travmaya sekonder ortaya çıkabilecek hemodinamik bozukluklar nedeni ile femur boyun kırığı olan hastaların mortalite ve survey açısından daha fazla risk altında olduğu görülmektedir. Preoperatif ve postoperatif alınacak önlemlerle, takipte dikkatli olunarak morbidite ve mortalitenin düşürülmesine katkı sağlanmalıdır.