ÖZET
Sonuç:
COVID-19 ile ilişkili inme, yüksek enflamatuvar biyoişaretleyiciler, kötü sonlanım ve yüksek mortaliteyle ilişkilidir. NLR, COVID-19 ile ilişkili inmede potansiyel, uygun maliyetli ve kullanımı kolay bir kötü prognoz belirtecidir.
Bulgular:
dCOV grubundaki hastaların yarısından biraz fazlası inme semptomlarıyla başvurdu ve beraberinde COVID-19 tanısı aldı. Yaklaşık yarısı ise başvuru sırasında halihazırda COVID-19 tanısına sahipti. Bu hastalarda COVID-19 tanısından 4-21 gün sonra inme semptomları ortaya çıkmıştı. dCOV grubunda en fazla görülen inme türü iskemik inmeydi. dCOV grubu diğerlerine kıyasla daha yüksek mRS’ye sahipti. Kötü sonlanımı olan hastalar daha yüksek D-dimer, nötrofil-lenfosit oranı (NLR), prokalsitonin ve aspartat aminotransferaz düzeyine sahipti. NLR kötü sonlanımı genel olarak %86 doğrulukla öngörmekteydi.
Yöntem:
Bu tek merkezli prospektif çalışmada kesin COVID-19 tanısı olan (dCOV) (n=24), şüpheli COVID-19 tanısı olan (sCOV) (n=31) ve COVID-19 tanısı olmayan (CG) (n=19) inme hastasının özellikleri değerlendirildi. Ardından tüm katılımcılar modifiye Rankin skalası (mRS) skorlarına göre iki gruba ayrıldı (0-2 iyi sonlanım, 3-6 kötü sonlanım göstergesi). Lojistik regresyon analizi ve receiver operating characteristic eğri altında kalan alan analizi yapılarak kötü prognozu öngören değişkenler değerlendirildi.
Amaç:
Koronavirüs hastalığı-2019 (COVID-19) diğer solunum yolu virüslerine kıyasla inme ile daha çok ilişkili gibi görünmektedir. Tipik bir COVID-19 enfeksiyonu sırasında akut inme giderek daha göze çarpar hale gelmiştir. Bu çalışmada COVID-19 enfeksiyonu bağlamında inme özelliklerini değerlendirmeyi amaçladık.