ÖZET
Sonuç:
Pandeminin başlamasından bu yana iki yıl geçmesine rağmen, COVID-19 hala ebeveynler için bir anksiyete ve stres kaynağıdır. Ayrıca ebeveynlerin psikolojik sağlığını etkileyen sosyo-demografik faktörler bu yükü daha da artırabilir.
Bulgular:
COVID-19 tanısı alan çocukların annelerinde eğitim düzeyi ile anksiyete ve depresyon arasındaki ilişki değerlendirildi. Eğitim düzeyi ile HAD anksiyete alt ölçeği arasında negatif korelasyon (p=0,049, r=-0,280) saptandı. COVID-19 pozitif çocukların annelerinin HAD anksiyete puan ortalaması kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksekti (p=0,001). Çalışma popülasyonunda depresyon insidansı neredeyse eşitti ve gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark yoktu (p=0,839). Toplam HAD ölçek skoruna göre COVID-19 tanısı alan gruptaki annelerin puan ortalamaları kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksekti (p=0,043).
Yöntem:
Çalışmaya şiddetli akut solunum sendromu-koronavirüs-2 polimeraz zincir reaksiyon testi ile kanıtlanmış COVID-19 enfeksiyonu nedeniyle hastaneye yatırılan 50 pediyatrik hastanın (18 yaş altı) annelerini ve COVID-19 tanısı hariç diğer tanılarla hastanede yatan 50 hastanın annelerini dahil ettik. Anneler hastane anksiyete ve depresyon ölçeği (HAD) ile değerlendirildi.
Amaç:
Koronavirüs hastalığı-2019 (COVID-19) enfeksiyonu ve pandemi süreci, toplumun psikolojik, sosyal ve ekonomik yönleri üzerinde yıkıcı etkileri olan çok önemli halk sağlığı sorunu haline gelmiştir. Bu çalışmada, bu hastalık tanısı alan çocukların annelerinin duygusal durumlarının incelenmesi, depresyon ve anksiyete belirtilerinin araştırılması ve çok önemli bir stres kaynağı olan COVID-19 pandemisi nedeniyle bunları etkileyebilecek durumların ortaya konulması amaçlanmıştır.