ÖZET
Amaç:
Hem iskemik kalp hastalıkları hem de Koronavirüs hastalığı-2019 (COVID-19) son dönemlerde acil servislere sıklıkla başvuran iki ana hasta grubunu oluşturmaktadır. Akut koroner sendrom (AKS) olgularında COVID-19 pandemisinin demografik ve klinik süreçlere etkisini değerlendirmeyi amaçladık.
Yöntem:
Bu retrospektif, tek merkezli çalışma, 10 Mart 2019-11 Mart 2021 tarihleri arasında acil servise başvuran AKS hastaları üzerinde yapılmıştır. Hastalar pandemi ve prepandemi dönemi olarak ikiye ayrılırken, pandemi dönemi de COVID (+) ve (-) olarak gruplandırıldı. Hastaların AKS sınıflaması, klinik ve laboratuvar sonuçları değerlendirildi.
Bulgular:
Çalışmaya alınan 1,067 hastanın yaş ortalaması 58,0±19,2 yıl ve 785’i (%73,5) erkekti. Pandemi öncesi dönemdeki 542 olgunun 262’si (%48,3) non-ST elevasyonlu miyokard enfarktüsü (NSTEMI) ve 202’si (%37,3) ST elevesyonlu miyokard enfarktüsü (STEMI) idi. Pandemi grubundaki COVID (+) olgularından 252 hastanın 194’ü (%76,9) NSTEMI ve 34’ü (%13,6) STEMI idi (p=0,001, p=0,013). Pandemi döneminde COVID (-) grubundaki 8 ölümün 7’si (%87,5) STEMI kaynaklıydı. Buna karşılık 26 COVID (+) ölümün 20’si (%77) NSTEMI grubunda izlendi. NSTEMI mortalitesi COVID (+) grubunda önemli ölçüde daha yüksekti (p=0,001).
Sonuç:
Acil serviste AKS olgularının hızlı değerlendirilmesi hasta hasta prognozu üzerinde oldukça etkilidir. COVID-19 hastalığının ciddiyetinin, risk faktörlerinin, laboratuvar bulgularının ve sonuçlarının doğru değerlendirilmesi, şiddetli akut solunum sendromu-koronavirüs-2 enfeksiyonunda AKS indükleyebilecek mekanizmaların tam olarak anlaşılması, tanı ve tedaviyi kolaylaştıracak stratejilerin geliştirilmesi açısından oldukça önemlidir.