Akut İskemik İnme Geçiren Hastalarda Ortalama Trombosit Hacmi Değerleri ve Prognoza Etkileri
PDF
Atıf
Paylaş
Talep
Özgün Araştırma
P: 99-105
Aralık 2019

Akut İskemik İnme Geçiren Hastalarda Ortalama Trombosit Hacmi Değerleri ve Prognoza Etkileri

Bagcilar Med Bull 2019;4(4):99-105
1. İstanbul Yeni Yüzyıl University Faculty of Medicine, Gaziosmanpaşa Hospital, Clinic of Neurology, İstanbul, Turkey
Bilgi mevcut değil.
Bilgi mevcut değil
Alındığı Tarih: 04.11.2019
Kabul Tarihi: 04.12.2019
Yayın Tarihi: 13.12.2019
PDF
Atıf
Paylaş
Talep

ÖZET

Amaç:

İnme, ani başlangıçlı, fokal veya global serebral fonksiyon kaybıdır ve yetişkin çağ kanserleri ve kalp hastalıklarından sonra en sık mortalite ve morbidite nedenidir. Ortalama trombosit hacmi (MPV) değerlerinin inmenin şiddeti ve prognozu için bağımsız bir risk faktörü olabileceği bildirilmiş olmasına rağmen, önceki çalışmaların sonuçları tutarsızdır. Bu çalışmanın amacı, iskemik inme hastalarında trombositlerin aktivitesini ve fonksiyonunu yansıtan MPV değerlerini belirlemek ve bunun klinik sonuçlar üzerindeki etkisini gözlemlemektir.

Yöntem:

Altmış iki akut iskemik inme hastası çalışmaya alındı. Klinik bilgi, MPV, trombosit, beyaz kan hücresi (WBC) ve nötrofil, C-reaktif protein (CRP) ve troponin-T düzeyleri elde edildi.

Bulgular:

Ortalama yaş 72,4±12,6 idi. Çalışmanın sonunda 28 hasta taburcu edildi ve 34 hasta eksitus oldu. Bilateral inme sıklığı ölen hastalarda daha yüksekti (p=0,005). Ayrıca taburcu edilen hastalarda trombosit sayısı anlamlı derecede yüksek bulundu (p=0,016). İlk başvuruda, MPV değerleri taburcu olan hastalarda 10,59±1,01 fL ve ölen hastalarda 11,29±1,12 fL idi (p=0,029). Çalışmanın sonunda ölen hasta gurubunda MPV değerleri 11,46±1,28 fL, taburcu olmuş hastalarda 10,47±0,74 fL olarak ölçülmüştür (p<0,001). WBC ve nötrofil sayısı, troponin-T ve CRP değerleri ölen ve taburcu olan hastalar arasında anlamlı farklılık göstermedi (p>0,05).

Sonuç:

Çalışmamız MPV ve trombosit seviyelerinin akut iskemik inme hastalarında mortalite ile ilişkili olabileceğini ve prognostik belirteçler olarak kullanılabileceğini göstermiştir.