Öz
Amaç
Bu çalışma, uyum bozukluğu tanısı konmuş bireylerde disosiyatif semptomların anksiyete, depresyon ve genel işlevsellik üzerindeki etkisini incelemeyi amaçlamaktadır.
Yöntem
Bu kesitsel çalışma, ruhsal bozuklukların tanı ve istatistik el kitabı kriterlerine göre uyum bozukluğu tanısı almış, gönüllü olarak katılım gösterip yazılı onam veren 58 hasta üzerinde gerçekleştirilmiştir. Sosyo-demografik ve klinik veriler, özel olarak hazırlanmış bir veri formu aracılığıyla toplanmıştır. Çalışmada disosiyatif yaşantılar ölçeği, Beck anksiyete ölçeği (BAI), Beck depresyon ölçeği (BDI) ve işlevsellik değerlendirme kısa testi (FAST) kullanılmıştır.
Bulgular
Disosiyatif yaşantıları olan katılımcılar, BAI, BDI ve FAST skorlarında anlamlı olarak daha yüksek puanlar almışlardır; bu durum artmış anksiyete, depresyon ve işlevsellikte bozulmayı göstermektedir. Disosiyatif yaşantılar, depresyon (r=0,536, p<0,01) ve anksiyete (r=0,740, p<0,01) ile pozitif korelasyon göstermiştir; bu da bu semptomların duygusal sağlık ve günlük işlevsellik üzerinde olumsuz etkisini vurgulamaktadır.
Sonuç
Disosiyatif semptomlar, uyum bozukluğu olan bireylerde anksiyete, depresyon ve işlevsellik bozulmasını önemli ölçüde artırmaktadır. Bu semptomların erken tespiti ve hedefe yönelik tedavisi, bu hastaların hem ruh sağlığını hem de yaşam kalitesini iyileştirmek için önemlidir.